Osmanlıca Sözlük TUÜ
Kategori : Sözlükler
OSMANLICA SÖZLÜK
- T -
taat : Tanrı buyrukları, ibadet tab' : huy, yaratılış tac : hükümdarların başına giydikleri cevahirli başlık; gelinlerin başlarına koydukları cevahirli süslü başlık tahrik (hark'tan) : çok yapma, yakınma, susatma, susatılma fahrik (hareket'ten) : kımıldatma, kımıldatılma, oynatma tahrık-ü tar : çok yanma ve karanlık tahtes-sera : toprak altı talimin almış şahan : av kuşu yakalamayı öğrenmiş şahan tan'eylemek : sövmek, yermek, kınamak tar : karanlık tarac : darmadağın tapı : tapınılan şey, mabut taye (daye'den) : dadı teb'it : uzaklaştırma Tecer : Sivas dolaylarında bir dağ ve ırmak tecrim : cezalandırma teferrüç : açılma, ferahlama; gezinti; gezintiye çıkıp gam dağıtma tefrik : ayırmak tekne : sazın gövdesi televvün erişmek : renkten renge girmek tennure : tandırlık, mutfakta giyilen giysi; yakasız, önü göbeğe dek açık, üst kısmı bele kadar dar, etekleri geniş, kolsuz giysi tepir : kıl elek, kalbur; buğdayın tanelerini samanından ayırmak için kullanılan kamıştan ya da ince dallardan yapılmış sepet terkin urmak : vazgeçmek tertip olundu : atandı teşviş : karıştırma, karmakarışık etme tevekkül : işi Tanrı'ya bırakıp yazgıya razı olma tevhıd etmek : Tanrı'nın birliğini söylemek tezkiye : temizleme, soruşturma tıfl-ı nevres : yeni yetişmiş genç, sevgili tımar : hükümetçe geçim için verilen toprak tınab : ip, destek tiğ (tig) : kılıç tig-i gamze : kılıç gibi yüreği delen kirpik tiryak : zehirlere karşı ilaç tonuz : domuz top vakti : develere topak biçiminde hamur verme zamanı toy : ziyafet toy : bir tür kuş tuba : cennette bulunduğuna inanılan, çeşitli, lezzetli yemişler veren bir ağaç turayıla : tura ile tutuben : tutarak türab : toprak tütün : duman - U -
uçmak : cennet uğru : yol; entarinin ön parçası uğru : hırsız, yol kesen uğrunca : gizlice ukba : ahiret, öte dünya ulaşır : sataşır ulu divan : mahşer günü insanların Tanrı'nın huzuruna çıkışı ulu Sultan : Tanrı umman : büyük deniz, okyanus Urban-ı Hicaz : Hicaz Arapları urum : eskiden Anadolu'ya verilen ad uruşan : ruşen, aydın uryanı : çıplaklık ustager : usta, iyi iş yapan usul : müzikteki esaslar, yöntem uş : işte uşşak-ı serbaz : korkusuz aşıklar uyarmak : yakmak Uyvar(Ersekujvar) : Estergon'un kuzeyindeki bir kale ve kasaba
- Ü -
ülfet : alışma, görüşüp konuşma ümera : amirler, büyük, yüksek memurlar ümmet-i naci : kurtulmuş ümmet ürke : ürker üryan (uryan) : çıplak üstaz : üstat, usta, hoca
Osmanlıca Sözlük TUÜ yazısı toplam 3550 defa okundu
Sayfayı Yazdır Arkadaşına Gönder
Bağlantılı Yazılar
|