|
|
Bulmaca Sözlüğü G
Kategori : Sözlükler
Bulmaca Sözlüğü
- G -
Gabon'da yetişen zakkumgillerden bir ağaç.:İBOGA Gaetano Donizetti'nin bir operası. : RİTA Gaf,:POT Gagasındaki deliklerden rüzgar estikçe türlü sesler çıktığına inanılan bir masal kuşu. :MUSİKAR Galeta ununa bulanarak yağda kızartılan bir çeşit köfte,patates v.s.:KROKET Galeta ununa bulanarak yağda kızartılmış pirzola.: KOTLETPANE Gambiya'nın para birimi. : DALASİ Gametlerde bulunan kromozomların hepsine verilen ad.: GENOM Gana'nın para birimi.: SEDİ Gayrı müslim mezarlığı. : MAŞATLIK Gayrı,başka anlamında eski sözcük. : SİVA Gaz söktürücü bir bitki./ Hoş kokulu ve baharlı meyveleri anason gibi yemeklerde ve içkilerde tat verici olarak kullanılan otsu bitki. : REZENE Gazel ve kasidenin ilk beytine verilen ad. : MATLA Gazete,dergi gibi yayınlarda sayfa düzeni.:MİZANPAJ Gazete.:CERİDE Gazetecilik dilinde uydurma habere verilen ad. : ASPARAGAS Gaziantep ve Kayseri yöresine özgü,yoğurt tatlısına benzer bir hamur tatlısı.:NEVZİNE Gaziantep yöresinde yetişen beyaz bir üzüm cinsi.: RUMİ Gaziantep yöresine özgü bir cins çörek.:KAHKE Gaziantep yöresine özgü bir halkoyunu. : AŞEY Gaziantep yöresine özgü bir tür kebap. : CARTLAK Gazinolardaki ilgi çekici,eğlendirici gösteri:. ATRAKSİYON Gazların hareketini inceleyen fizik bilimi dalı.:AERODİNAMİK Gebe inek. : AVGAN Gebre otu. : KAPARİ : KEBERE Gece korkusu.: NYCTOFOBİ Gece ve gündüzün eşitliği. : EKİNOKS Gece ziyafetlerinde,galalarda ve gece eğlencelerinde erkeklerin giydikleri,önü açık,ceketi daha çok atlas yakalı takım elbise.: SMOKİN Gece. : TÜN : ŞEB Geceler anlamında eski sözcük. : LEYAL Geceleri sık işeme. : NİKTÜRİ Geceleyin söylenen ağır ve feryatlı türkülerde uygulanan bir halk ezgisi. : TATYAN Geceleyin, ateş çevresinde genç erkeklerin davul, zurna eşliğinde oynadıkları bir halk oyunu.: SİNSİN Gecelik,gömlek,peçete yapımında kullanılan bir tür ince,yıkanabilir pamuklu kumaş.:ŞİLEBEZİ Geçen yıl.:BILDIR Geçerli,akan. : CARİ Geçici,yeterli etkinliği olmayan. : PALYATİF Geçim. : MAİŞET Geçimini orman ürünlerinden sağlayan köylü. : ÇITAK Geçişme.: OSMOS Gedik,yarık. : RAHNE Gelecekçilik.:FÜTÜRİZM Gelen evrak. : VARİDE Gelenek. : ANANE Geleneksel Anadolu konut mimarlığında,ahşap yapılardaki çıkmaların altına çaprazlamasına konan dikdörtgen kesitli destek.:ELİBÖĞRÜNDE Geleneksel Türk evlerinde bulunan raf. : TEREK Gelibolu yarımadasında eskiçağ kenti.: İDAİON Gelibolu yöresinde kadınların boydan boya örtündükleri bir tür çarşaf.:ALAVURA Gelin başlığı. : KEPEZ Gelin çiçeği.:KALA Gelin tacı.:KALAK Gelincik çiçeği. : KIZALAK : KALA Gelincik.: ARS Gelinin çeyizi.:DÜRÜ Gelip çatma,girme. : HULUL Gelip geçici. :ARIZİ Gelirler. : VARİDAT Gelişigüzel toplanmış eşya. : DERİNTİ Gelişigüzel ve dayanıksız yapılmış anlamında: ÇER Gelişigüzel. : ALELITLAK Gelişme. : NEŞVÜNÜMA Gemi bordolarına,küpeştelerine açılan dörtgen biçimli delik.:LOMBAR Gemi çatmasında eğri parça.:PARAÇOL Gemi demiri.:ÇAPA.:LENGER Gemi demirinin ucundaki yassı parça.: TIRNAK Gemi enkazı,batık. : LAŞE Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri. : KEMERE Gemi için,pervaneyi ters yönde çevirme.: TORNİSTAN Gemi kiralama : ISKAPARMA Gemi omurgası.:KARİNA Gemi safrası. : SABURA Gemi yada tren yatağı. : KUŞET Gemi yapılan yer.:TERSANE Gemi yapım yeri.Gemilerin yükleme ve boşaltma yapması için rıhtımlarla çevrili havuza verilen ad. :DOK Gemi zincirinin su içindeki bölümü. : KALOMA Gemici çırağı,küçük yaştaki tayfa yamağı. : MİÇO Gemici düdüğü.: SİPSİ Gemici,işçi gibi kimselerin eğlenmek için gittikleri içkili,danslı yer.:BALOZ Gemicilerin eğlenmek için gittikleri içkili yer. : BALOZ Gemicilerin gayret sözü. : HEYAMOLA Gemicilikte halat germe. : TİZE Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha.:ARMADURA Gemide hareket halinde bulunan bir halatın veya zincirin,bir an durdurulması için verilen komut.: ABOSA Gemide hava bacaları. : MANİKA Gemide tayfa başı. : LOSTROMO Gemide teslim satış. : FOB Gemilerde çeşitli anlamlar taşıyan ışıklı işaretlerin topluca sıralandığı direk.:NOEL AĞACI Gemilerde denizcilik kurallarına aykırı durum. : KARAVELA Gemilerde kullanılan demir halka. : ANELE Gemilerde kullanılan küçük su fıçısı. : KARTEL Gemilerde mizana direğinin gerisindeki yelken. : RANDA Gemileri bağlamakta kullanılan üç yada dört kollu halat. : YOMA Gemileri farklı iki su düzeyinin birinden ötekine geçirmek için yapılan ara havuz. : LOK Gemileri iskele,rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat. : PALAMAR Gemilerin alabileceği yükü belirtmekte kullanılan bir tona eşit birim.:TONİLATO Geminin saatteki hızını ölçen alet. : PARAKETE Geminin arkası. : PUPA Geminin bağlı olduğu limanın adı yazılan düz veya yuvarlak kıç bölümü :AYNALIK. Geminin başka bir gemiden veya kıyıdan uzaklaşması.:AVARA Geminin cıvadrasına çekilen üçgen yelken.: FLOK Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler.:KANA Geminin en geniş yeri. :MASTURİ Geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak. : BANDIRA Geminin içindeki en alt bölüm.: SİNTİNE Geminin ön tarafı. : PRUVA Geminin rüzgar alan yönü. : ORSA Geminin rüzgar üstüne veya altına dönmesi için yelkenlerin bazısını gevşetme,bazısını germe işlemi. : TİRAMOLA Geminin yan kısmı.:BORDA Geminin zincirini toplayıp demirini kaldırmaya hazır bulunması :APİKO Genç yanardağların çevresinde,karbondioksit ve metan gazı ile çeşitli hidrokarbon gazları sızdıran yarık veya delik.:MOFET Genç,toy. : TORLAK Genelev işleten kadın,mama.:ÇAÇA Genelge. : TAMİM Genellikle 12 Martta görülen,Batı Karadeniz'e özgü şiddetli bir fırtına.:HUSUM Genellikle altına gömlek veya bluz giyilen örgü kazak.:SÜVETER Genellikle bayramlarda konuklara ikram edilen kokulu bir çörek.:NOKUL Genellikle beyaz renkli ve damalısı da olan cilalanabilen billurlaşmış kireç taşı. : MERMER Genellikle bir çok Avrupa ülkesinde giyilen tahta ayakkabı.:SABO Genellikle bir traktörün arkasına monte edilen ve zemini derince kazmaya yarayan alet.:RİPER Genellikle dondurmanın yanında yenilen bir tatlı bisküvi. : KEDİDİLİ Genellikle eski bir sanat yapıtının,bir yazıtın çizilerek veya boyanarak yapılmış kopyası.:RÖLÖVE Genellikle gece kulüplerinde,pavyonlarda genç bir kadının müzik eşliğinde dans edip soyunarak yaptığı gösteri.: STRİPTİZ Genellikle giysinin yaka,kol,etek çevresine kendi kumaşından veya başka kumaştan geçirilen ince şerit.: BİYE Genellikle gömlek yapmakta kullanılan,çizgili ve ince bir pamuklu kumaş.:ZEFİR Genellikle güneşten korunmak için bir yerin üzerine gerilen bez,naylon v.s.'den yapılmış örtü.:TENTE Genellikle hamsi veya sardalye balığından yapılan zeytinyağlı ve tuzlu balık ezmesine verilen ad. : ANÇÜEZ Genellikle haşlandıktan sonra salata olarak yenilen,deniz kenarlarında ve tuzlu topraklarda yetişen otsu bir bitki.:DENİZ BÖRÜLCESİ Genellikle Hindistan'da dokunan,özel motifleri olan değerli bir yün kumaş. ŞAL : Genellikle kadınların denize girerken saçları ıslanmasın diye kullandıkları başlık.:BONE Genellikle kahveyle birlikte yenilen bir tür çikolata. : TRÜF Genellikle kışın akan,yazın kuruyan küçük çay : DERE Genellikle kürkten yapılmış omuz atkısı : ETOL Genellikle ölçü aygıtlarında gösterge çizelgesi. : SKALA Genellikle resmi yerlerde,resmi işlerde uyulması gereken kural,yol ve yöntemlerin tümü.:SEREMONİ Genellikle şeker hastalarının kullandığı tatlandırıcı : SAKARİN Genellikle topla yapılan yaylım ateş. : SALVO Genellikle uluslar arası bir serginin yapımcılığını üstlenen kişi. : KÜRATER : KÜRATÖR Genellikle Uzakdoğu ülkelerinde B vitamini eksikliğinden doğan bir hastalık. : BERİBERİ Genellikle Venedik'te kullanılan bir kayık.:GONDOL Genellikle yakmak için kullanılan iri saman.: KES General veya amiral aşamasındaki askerler.:ERKAN Geniş açılı manzara. : PANORAMA Geniş cadde. : BULVAR Geniş kulplu kap. : LENGER Geniş şal. Uzun omuz atkısı. : ETOL Geniş ve derin bilgisi olan. : MÜTEBAHHİR Geniş yapraklı bir süs bitkisi.:DEVE TABANI Geniş,engin : VASİ Genişlik. : VÜSAT Genizsi,genzel.:NAZAL George William Russell (takma adı). : AE Gerçeğin doğaya uygun biçimde yansıtılmasını amaçlayan sanat akımı.:NATÜRALİZM Gerçek olan,gerçeğe yada aslına dayanan.:OTANTİK Gerçekleşme.: TAHAKKUK Gerçekliği ve onun çelişmelerini incelemeye yarayan ve bu çelişmeleri aşmaya yarayan yolları aramayı öngören akıl yürütme yöntemi.:DİYALEKTİK Gerçekten,doğrusu. : FİLHAKİKA Gerekçe. : ESBABI MUCİBE Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan kimse.:ALAYLI Gerekli,lüzumlu.: BECİT Gerekli. : MUKTAZİ Gerekme,gerekçe. : İKTİZA Gerektiği zaman kullanılmak için saklanan tahıl. : ZAHİRE Geri alma. : İSTİRDAT Geri çevirme. : İRCA Gerilim yokluğu. :ATONİ Gerilmiş halatla taşıma.Getirip götürme halatı. : VARAGELE Geriye doğru uçabilen küçük bir kuş. : KOLİBRİ Gevenden çıkarılan ve kestere de denilen bir tür zamk.: KİTRE Geveze,sözünü bilmez anlamında yerel bir sözcük.:VAZALAK Geveze. : RAAT Geviş getiren hayvanlarda,dört bölümlü midenin dördüncü bölümü.: ŞİRDEN Gevrek bir elma türü.:FERİK Gevşek,iş bilmez,tembel.:SALPA Gezegen. : PLANET Gezgin samuray.: RONİN Gırtlağın ön tarafında bulunan ve salgısını kana veren bir bez.:TİROİT Gırtlaktaki aşırı ve süreğen iltihap.:LARENJİT Gidiş. : AZİMET Gine'nin para birimi.: SİLİ Giresun yakınlarında bir burun. : YOROZ Giriş müziği. : PRELÜD Girişik bezeme. : ARABESK Girit'in efsanevi kralı. : MİNOS Gitar eşliğinde seslendirilen Portekiz halk şarkısı. : FADO Giyim eşyası alanında uzmanlaşmış moda desinatörü.:STİLİST Giyim süslemede,şapka,çanta ve sepet örmede kullanılan parlak ve renkli şerit.: RAFYA Giysi kesimi,kesimle verilen biçim. : KUP Giysi. : LİBAS: ESVAP : FİSTAN Giysinin kenarına paralel olarak yapılan kendi kumaşından süs. : BİYE Gizemcilik.: MİSTİSİZM Gizemli eski yazı.:RUNİK Gizleme,örtme.: SETR Gizli oyun.:DALAVERE Gizli yer,köşe bucak. : TUN Gizli,saklı,gizlenmiş.:PİNHAN Gobene'de denilen bir balık. : TORBİL Gomalak'da denilen ve cilacılıkta kullanılan hayvansal kökenli reçine.:ŞELLAK Gonçarov'un,uyuşuk ve iradesiz bir toprak sahibinin portresini çizdiği ünlü romanı.:OBLOMOV Gondol'a benzer kayık. : PEREME Gondolcu şarkısı.:BARKAROL Göçebe ve yarı göçebe Türkmenler arasında,genellikle ölülerin ardından söylenen ağıt ve bozlağa benzer türkü. : YAKIM Göçebe,eti için avlanan bir kuş. : ÇULLUK Göçebelik:. BETAET Göçücü balıkların Akdeniz'den Karadeniz'e çıkması. : ANAVASYA Göçücü balıkların Karadeniz'den Akdeniz'e geçmesi. : KATAVASYA Göğün en yüksek katı.: ARŞ Göğüs kafesinin iç yüzünü kaplayan ve akciğerleri saran zar.:PLEVRA Göğüs kemiği arkasında bulunan iç salgı bezi.: TİMÜS Göğüs zarı. : PLEVRA Göğüs,bağır.:DÖŞ: TORAKS Gök bilim.:ASTRONOMİ Gök boşluğu.:CEVV Gök cisimlerinin yükseltisini ölçmekte kullanılan araç.:USTURLAP Gök gürültüsü korkusu.: BRONTOFOBİ Gök yakut. : SAFİR Gökçeada'da yurdumuzun batıdaki en uç noktası olan burun. : AVLAKA Gökçeada'nın eski adı. : İMROZ Gökkuşağı,eleğimsağma. : ALAİMİSEMA : ALKIM Gökova körfezi kıyısında turistik bir belde.:AKYAKA Gökova körfezinin güney kıyısında doğal güzelliğiyle ünlü bir koy.:BÖRDÜBET Göktaşı. Taş meteorit. : AEROLİT Gökteki ay. : MAH Gökyüzü. : ASUMAN Gölge. : SAYE Gölgede kalan taraf.: KUZ Gölgeler. : ZILAL Gölgelik. : TENTE Gölgelik.: SAYEBAN Gölleri inceleyen bilim dalı. : LİMNOLOJİ Gömlek. : KAMİS Gönderme , yollama. : İRSAL Gönderme kağıdı. : İRSALİYE Gönlü rahat.Sessiz,sakin. :ASUDE Gönül alıcı davranış, kompliman.:CEMİLE Gönül alma.: TALTİF Görevi sadece şarap dağıtmak olan garson.:SOMELİYE Görgülü,terbiyeli,olgun kimse. : ÇELEBİ Görgüsüz.:CUDAM Görkem,ihtişam,şatafat,tantana.:DEBDEBE.:ŞAŞAA Görme. : RÜYET Görsel sanatlar ve müzik alanlarında,1960'ların sonlarında NewYork kentinde ortaya çıkan,biçimde aşırı sadeliği ve nesnel yaklaşımı savunan akım.:MİNİMALİZM Görsel sunumu içeren özel dosya.:PORTFOLYO Görülen alemin ötesi.: MAVERA Görüngü bilimi. :FENOMENOLOJİ Görüntüleme.: KLİP Gösterge bilimi. : SEMİYOLOJİ Göstergebilim.: SEMİYOLOJİ Gösteriş,şatafat.:CAFCAF Gösteriş. :ALAYİŞ Gösteriş.:ALAYİŞ Gösterişi seven,varlıklı kimse.: KALANTOR Gösterişi ve özentisi olmayan. : BABAYANİ Gösterişsiz,sade yaşamaktan yana olan.:KALENDER Gösterme,ortaya çıkarma. : İZHAR Götürü iş yapan.: TAŞERON Götürü,toptan. : KABALA Gövde heykeli. : TORS Gövdesi , kabuğu soyulduktan sonra yenilen veya turşusu yapılan yumru köklü,beyaz çiçekli ve otsu bir bitki. : GİMİ Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz.: REBAP Gövdesi kızıl kırmızı,ayakları ve yelesi siyah renkli olan at.:DORU Göz alıcı parlak renkleri olan bir papağan cinsi.:ARA Göz alıcı,göze çarpıcı. : FRAPAN Göz bebeği.:HADEKA Göz çukuru. :ÇANAK Göz tansiyonu.:GLOKOM Göz.:DİDE Gözbağcı,büyücü. : RAİB Gözde iris ile billur cisim arasında bulunan boşluk. : ARTODA Gözde sarıya çalan kestane rengi. : ELA Gözdeki ağ tabaka. : RETİNA Gözdeki arpacık.:İT DİRSEĞİ Gözdeki billur cismin saydamlığını yitirerek ağarmasından ileri gelen körlük,aksu.:KATARAKT Göze takılan mercek. : LENS Gözle görülmeyen,yapay olarak elde edilip tıpta kullanılan bir ışınım,ultraviyole.:MORÖTESİ Gözlemevi. : OBSERVATUAR Gözler,pınarlar,kaynaklar. : UYUN Gözleri ağrılı ve kirpikleri dökülmüş kimse.:CİPİ Gözleri görmeyen. : AMA Gözpınarları. : AMAK Gözün içini aydınlatıp görmek ve gözü muayene etmek için kullanılan aynaya verilen ad. :OFTALMOSKOP Gözün ön odasına kan dolması.: HİFEMA Gözüpek. : ACAR Gözyaşı ile ilgili. : LAKRİMAL Gözyaşı kanalcığı içinde oluşan taş.:DAKRİYOLİT Gözyaşı.: EŞK Gramerde çıkma durumu.:ABLATİF Gramerde özne.: SÜJE Granitle aynı kimyasal yapıda,içinde mikrolitler olan kayaç.:LİPARİT Gri renkli,sise benzeyen fakat yere kadar inmeyen bulut tabakası,katmanbulut.:STRATUS Gri veya sarı renkte,etçil bir sinek cinsi.Çulluk sineği.:YEPTİS Grip,paçavra hastalığı.:ENFÜANZA Grup,kategori. : ULAM Guatemala'nın para birimi.:KETZALİ Guatr. : GUŞA Gurbete gitme.:CELA Gurbette yaşayan.:ELGİN Gurur. : AZAMET Gübre,tezek. :KEMRE Gücenme.:İĞBİRAR Gücü tükenmiş,yorgun,bitkin.: ARGIN Gücü'de denilen ve bez tezgahında ipliği ayarlayan tarak.:NİRE Gücünden yararlanmak için elde edilen buhar. : İSLİM Güç vermek,güçlendirmek.:PEKİTMEK Güçlü ve gösterişli,iri yarı kadın.:BABAÇKO Güçlü,kuvvetli,sağlam. : BEKEN Güçlü,şiddetli etki. : ZARP Güçlük,sıkıntı.:MEŞAKKAT Güçsüz düşmek,yorulmak.:FARIMAK Güldürücü öyküler,fıkralar anlatıp hoş ve şaşırtıcı sözler söyleyerek halkı eğlendiren kimse.:NEKRE Güleç,güler yüzlü.:BESİM Güleç.:BESİM Güler yüzlü.:BEŞUŞ Gülgillerden bir ağaç ve bu ağacın muşmulaya benzeyen yemişi. : ÜVEZ Gülgillerden bir ağaç.:ÜVEZ Gülgillerden yabani bir ağaç ve bu ağacın mayhoş yemişi.:ALIÇ Güllük körfezi kıyısında,Milas ilçesine bağlı turistik bir köy.: KIYIKIŞLACIK Gülme,gülüş.: HANDE Gülünç bir biçimde giyinip süslenen kadın.:RÜKÜŞ Gülünç derecede dar ve kısa giyinmiş olan. : ZİBİDİ Gülüş. : HANDE Gülüt. : GAG Gümüş balığı. : ATERİNA Gümüş balığına benzer bir küçük balık. : ÇAMUKA Gümüş parlaklığında,bilinen en hafif element.: LİTYUM Gümüş parlaklığında,demir sertliğinde,kolay işlenir ve kolayca tel durumuna getirilir bir element.:NİKEL Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakış.:SAVAT Gümüş,altın tellerden süsleme. : TELKARİ Gümüşbalığının küçüğü. : AFİS: İLARYA Gümüşhane ilinde,kayak merkezi olan bir dağ. : ZİGANA Gümüşhane ilinde,sarkıt ve dikitleriyle ünlü bir mağara.:KARACA Gümüşhane'nın Şiran ilçesi yakınlarında bir şelale. : TOMARA Gümüşhane'nin Şiran ilçesi yakınlarında bir şelale.:TOMARA Gümüşhane'nin Torul ilçesinde,tabiat parkı kapsamına alınan 18 krater gölünün ortak adı.:ARTABEL Gün doğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. : SABA Gün. : RUZ Günahtan dönme.: TÖVBE Günahtan sakınma,züht. : TAKVA Gündüz sefası. : KAHKAHA ÇİÇEĞİ Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren madde. : KLOROFİL Güneş odası. : SOLARYUM Güneş.: AFİTAP.: ŞEMS Güneşin battığı yer, batı. : MAĞRİP Güneşin doğduğu yer,doğu. : MAŞRIK Güneşin doğması. : TULU Güneşin yedi rengini ayrıştıran spektroskop.: TAYFBİN Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et.:KADİT Güneşten yayılan ısı miktarını ölçmeye yarayan alet.: HELYOGRAF Güney Amerika'da yaşayan bir cins deve kuşu.: REA Güney Afrika Cumhuriyeti'nin yönetsel başkenti.:PRETORİA Güney Afrika Cumhuriyetinde doğmuş veya uzun süredir orada yaşayan ve Afrikaans dili konuşan beyaz ırktan kişiler.:AFRİKANER Güney Afrika Cumhuriyetinin plakası. : ZA Güney Amerika ırmaklarında yaşayan bir balık.:DORADO Güney Amerika kemiricisi: AGUTİ Güney Amerika ormanlarında yaşayan,mavi ve yeşil metalik yansımalı bir kuş.:AGAMİ Güney Amerika yerlilerinin oklarına sürdükleri çok güçlü bitkisel zehir. : KÜRAR Güney Amerika'da üretilen kaliteli bir kahve cinsi. : ARABİKA Güney Amerika'da yaban hayvanlarını yakalamakta kullanılan kement.:LASO Güney Amerika'da yaşayan büyük su yılanı. : MUSURANA Güney Amerika'da yaşayan iri kemirici bir hayvan.:PAKARANA Güney Amerika'da yaşayan uzun kuyruklu bir tukan türü. : ARAKARİ Güney Amerika'nın sıcak ve bataklık bölgelerinde yaşayan bir kuş. : HOAZİN Güney Anadolu'da yabani olarak bulunan ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen kırmızı çiçekli otsu bir bitki. : NAKIL Güney Anadolu'daki konar göçer Türkmenler arasında göç kervanını yöneten genç kıza verilen ad. : ALADORLAR Güney Ege ve Akdeniz kıyısı bölgelerimizde Çipura balığına verilen ad. :ALYANAK Güney kutbunda yaşayan bir kuş.:PENGUEN Güney ve Güneydoğu Anadolu da halk arasında domatese verilen ad. : BANADURA Güney yarımkürede bulunan parlak yıldız,Yıldırak.: SÜHEYL Güney,güney rüzgarı,kaba yel. : LODOS Güneydoğu Asya'da özellikle Laos'ta kullanılan ağızlı org. : HEN Güneydoğu Anadolu ile Irak Türk bölgesinde ezgiyle söylenen mani. : HOYRAT Güneydoğu Anadolu'da antik kent.:ZEUGMA Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilen yerli koyun ırkı. : İVESİ Güneydoğu Anadolu'ya özgü acı kahve. : MIRRA Güneydoğu Anadolu'ya özgü,çekilmiş mercimek,bulgur ve soğanla yapılan bir yemek.:KÖLÜKAŞI Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'nin simgesi.:ASEAN Güneydoğu Asya'da bir ırmak. : İRAVADİ Güneydoğu Asya'da yaşayan kuyruklu bir maymun.:MAKAK Güneydoğu Asya'da yaşayan yabani öküz. : BANTENG Güneydoğu Asya'da yetişen ve mobilya yapımında kullanılan bir cins kamış.:RATAN Gün-gece eşitliği : EKİNOKS Günlük yaşama ait küçük ve geçici belgeleri toplama şeklinde koleksiyonculuk. : EFEMERA Gür erkek sesi.:DAVUDİ Gürcistan'ın başkenti. : TİFLİS Güreş meydancısı.:CAZGIR Güreşler için boğa yetiştiren kimse.:GANADERO Güreşte bir oyun.: KAFAKOL Güreşte bir oyun.:BOYUNDURUK.:KURTKAPANI.:DALMA:ÇİPE Gürgengillerden,kerestelik bir ağaç cinsi.:HUŞ Gürültü patırtı.:DAĞDAĞA Gürültü,patırtı,telaş,karmakarışık durum.: DAĞDAĞA Güven mektubu.:İTİMATNAME Güvercin kanadı. : CENAHI KEBUTER Güvercin. : KEBUTER Güverte locasının altındaki demir kol. : KASTANYOLA Güzel avrat otu.:BELLADONNA Güzel avrat otundan elde edilen ve hekimlikte yararlanılan zehirli bir madde. : ATROPİN Güzel çiçekli bir süs bitkisi. : KANA Güzel koku. : RAYİHA Güzel koku.:ARF Güzel kokular.:ITRİYAT Güzel kokulu beyaz çiçekler açan ağaççık.:FUL Güzel kokulu bir kavun türü. : ŞAMAMA Güzel kokulu çiçekleri olan tırmanıcı bir bitki.:HANIMELİ Güzel kokulu,değişik renkli çiçekleri olan bir süs bitkisi.: ŞEBBOY Güzel kokulu,sarı renkte,uzunca bir kavun türü.:TOPATAN Güzel kokulu.: ITRİ Güzel konuşma yeteneği. : NATIKA Güzel sanatlar evi.:DARÜLBEDAYİ Güzel sesli bir kuş.:İSKETE Güzel sesli ötücü bir kuş. : İSKETE Güzel sevgili. : NİGAR Güzel söyleme ve yazma yeteneği. : SELİKA Güzel söz söyleyen,konuşkan.:DİLBAZ Güzel ve faydalı şeyler.:BEDAYİ Güzel ve inandırıcı konuşma.:CERBEZE Güzel yüz.:DİDAR Güzel,hoş (kadın). : RANA Güzel,hoş,nefis.: OFLAZ Güzel,ince,zarif kadın.Ceylan.: AHU Güzel,iyi kadın anlamında kullanılan bir sözcük : HASNA Güzel,sevimli insan.:GÖKÇEK Güzel. : NİK Güzeli en üstün,en yüce değer sayan kişi.:ESTET
Bulmaca Sözlüğü G yazısı toplam 49253 defa okundu
Sayfayı Yazdır Arkadaşına Gönder
Bağlantılı Yazılar
|
|